Yunuslar
Yunusları tanıyor muyuz?
Normal bir insan – Elbette tanıyoruz! —diye cevap verecektir. Yunusları bilmeyen var mı? Akıllı ve neşeli, zarif ve çevik, şakacı ve asil ruhludurlar. Elbette tüm bu ifadeler yunusları tanımlar. Yunusları madeni paralarda ve posta pullarında, hediyelerin ve logoların üzerinde görebiliriz, mermerden ve altından yapılmış yunus figürlerine bile rastlayabiliriz. Yunuslar için şarkılar yazılmış ve filmler çekilmiştir. Ressamlar da yunusların kaslı gövdelerini ve mükemmel vücut yapılarını resmetmeyi sever. Muhtemelen Siz de denizlerde gemi ve teknelere eşlik eden yunus sürüleri görmüşsünüzdür. Karadeniz’de üç çeşit yunus türü yaşar: Afalina (şişe burunlu yunus), Mutur (liman yunusu) ve Tırtak (kısa gagalı yunus). Karadeniz’in en büyük yunusu Afalina’dır. Boyu 3 metreye ulaşabilir ve ağırlığı 150-250 kilogram arasındadır. Bu en çok bilinen yunus türüdür – bir çok yunus gösteri merkezinin de yıldızıdır. İstanbul Dolphinarium yunus gösteri merkezinde de bu tür yunuslar – Afalina’lar yer alır.
Günümüzde yunuslar onlarca bilimsel araştırma enstitüsünde incelenmektedir. Çoğu insan yunusları yanlışlıkla balık olarak tanımlar. Yunus Balığı dememize rağmen yunuslar balık değildir. Yunuslar, insanların da dahil olduğu Memeliler sınıfının bir üyesidir. Yunuslar sıcak kanlıdır, akciğerleriyle nefes alırlar, yavrularını doğurur, sütle besler ve eğiterek büyütürler. Hayat süreleri 24-25 yıldır. Yunuslar dişli balinalardır. Şaşırdınız mı? Yunuslar balinagiller ailesinin en ufak üyeleridir. Büyük Mavi Balinalarla ve dişli Kaşalotla akrabadırlar.
Yunusun burnu var mı?
Yunuslar insanların anladığı şekli ile bir buruna sahip değildirler. Yunusların “burnu ile topa vurduğunu” sıkça okumuş veya duymuş olmamıza rağmen… Yunusun burnu, ağızla birlikte “rostrum” olarak adlandırılır ve yunus rostrumla nefes alamaz. Yunuslar baş üst kısmında yer alan nefes deliği sayesinde nefes alır. Dalış sırasında nefes deliği elastik “tıkaçlarla” otomatik olarak kapanır. Ne su, ne de yemek solunum sistemine giremez. Bu nedenle yunuslar boğulma korkusu yaşamadan derin sularda beslenebilirler. Yunuslar mükemmel avcılardır ve 40 km/saat hıza ulaşabilirler, özellikle kaslarında olmak üzere dokularında oksijeni depolayabilme yetisine sahiptirler. Bu nedenle 200 metre derinlikte 10 dakika kadar kalabilirler. Kıyaslamak gerekirse sadece çok iyi eğitimli insanlar nefesini yaklaşık 2,5 dakika kadar tutabilirler.
Yunuslar nasıl uyur?
Yunuslar su yüzeyinde uyur. Bilim adamları, uyku sırasında beyinin sağ ve sol kısımlarının sırasıyla dinlendiğini ve uyumayan beyin kısmının canlının nefes almasını ve vücudun diğer fonksiyonlarını kontrol ettiğini kanıtlamışlardır.
Yunuslar nasıl duyar ve konuşur?
Yunuslar, insanların anladığı şekli ile kulaklara sahip olmasa da gerçek bir ses dünyasında yaşarlar. Yunuslar alın bölgesi ile sesler çıkarır ve alt çene ile duyarlar. Bildiğiniz gibi ses dalgaları suda vücut içine girerler. Yunusların alt çenesi, sesi mükemmel bir şekilde iletebilen yağ benzeri bir madde ile doludur. Yunuslar bir nevi sonar ses sinyallerini ilgi duyulan nesne üzerine yoğunlaştırır. Sahip olduğu özelliklere göre yunusların sahip olduğu sonar, günümüzde bilinen en iyi sonardan kat-kat üstündür. Yunuslar balık sürülerini 3 kilometre uzaktan tespit edebilir, hatta balık cinsini bile belirleyebilir. Yunuslar gece ve karanlık sularda bile çok iyi görebilirler.
Vücut dili: Yunuslar değişik duruşları, yüzme çeşitleri, zıplamaları, dönüşleri, başları, kuyrukları ve yüzgeçleri ile yaptıkları hareketler ile birbirleri ile iletişim kurabilirler.
Ses dili: Ses atışları ve ultrason dalgaları şeklinde kendini gösterir. Bunlar: cıvıltı, tıkırtı, şaklama, gıcırtı, çarpma, çığlık, bağırtı, vakvaklama olabilir. En çarpıcı olanları, yaklaşık 32 farklı çeşit olarak ayırt edilebilen ıslıklardır. Bunlardan her biri belirli bir anlam (ağrı, uyarı, selamlama, çağrı v.s. gibi sinyaller) içerebilir. Yapılan sayısız araştırmaya rağmen şu ana kadar yunusların dilini tümüyle çözmek mümkün olmamıştır.
Yunuslar zeki hayvanlar mıdır?
Yunuslar neden bizim dikkatimizi bu kadar çeker? İnsanlara arkadaşça yaklaşan en zeki hayvanların Yunuslar olduğunu kabul ettiğimiz için ilgimizi o kadar çok çekerler. Yunuslar çok büyük bir beyne sahiptir. Örneğin, insan beyni ortalama 1,4 kilogram civarındayken, yunusların beyni ortalama 1,7 kilogramdır. Bunun yanında yunusların beyin kıvrımları insan beynindeki kıvrımlardan iki kat daha fazladır. Bu durum yunusların olağanüstü zeka kıvraklığını ve düşünce hızlarını açıklar. Yunuslar kıskanılacak bir hızla hareket eder ve algılar. Yunuslar çok çabuk eğitilebilir ve mükemmel bir hafızaya sahiptirler. Bunun yanında yunus beyninde insanlarda olduğundan %50 oranında daha fazla nöron bulunur. Bu nedenle yunuslar bizim öğrenebildiğimiz bilgi miktarından bir buçuk kat daha fazla bilgiyi öğrenebilirler. Peki, bu durum yunusların entelektüel açıdan insanlarla aynı seviyede olduğunu gösterir mi? Yunuslar bambaşka bir ortamda yaşar, farklı bir hayat tarzları vardır, dış dünyayı bizden farklı bir şekilde algılarlar…
Bizler sevdiklerimizi öldürüyoruz.
Karadeniz’de yunus avı yasaktır. Türkiye yunus avına 1983 yılında yasak getirmiştir. Afalina yunusu, yok olma tehlikesi ile karşı karşıya bulunan hayvanların listelendiği uluslar arası Kırmızı Listede ve Birleşmiş Milletlerin Deniz Memelileri Genel Koruma Planında yer almaktadır. Buna rağmen Karadeniz yunuslarının geleceği hala tehlike altındadır. Bunun sebebi, denizlerin her yıl biraz daha kirlenmesine sebep olan insanoğlunun aktif sanayi faaliyetleridir. Fabrika ve sanayi tesisleri atıklarını denizlere atarak bizleri, yunusları ve diğer deniz canlılarını zehirliyor. Balıkçı ağlarında her yıl yüzlerce yunus ölmektedir. Her birimiz yunusların ve denizde yaşayan canlıların kurtarılması için ne yapabiliriz? En basit şeyle başlayın – denizin hazmedemeyeceği hiç bir şeyi denize atmayın. Bunlar: plastik paketler, tabaklar, şişeler ve diğer çöplerdir. Gelecekte ne olacak? Bu sorunun cevabı bize bağlıdır. Bizler yunusları ve tüm hayvan alemini korumalıyız. Yunuslar bizi karşılıksız sever, biz ise sevgimizin sadece sözde olmadığını mutlaka göstermeliyiz.